Kolon (kalın bağırsak) kanseri

‘Kolon’ olarak adlandırılan kalın bağırsak bölümü yaklaşık 1,5 metre uzunluğundadır. Bu bölgede ortaya çıkan kanserlere ‘kolon kanserleri’ denir.

Kolon bölümleri: apandis, çekum, çıkan kolon, hepatik fleksura, transvers kolon, splenik fleksura, inen kolon, sigmoid kolon ve rektum

Ulusal kanser tarama programına göre kadın ve erkeklerde 50-70 yaş arası kolon kanseri açısından tarama yapılması önerilmektedir. Tarama yöntemleri arasında 50 yaş ve sonrasında her 10 yılda bir kolonoskopi, 5 yılda bir sanal kolonoskopi, 5 yılda bir fleksibl sigmoidoskopi, 3 yılda bir multitarget dışkı DNA testi, yıllık ‘evde’ dışkı immünokimyasal test ve yıllık ‘evde’ yüksek sensitiviteli guaiac dışkıda gizli kan testi bulunmaktadır.

Sağlık Bakanlığı’nın istatistiklerine göre en sık görülen ilk 5 kanser arasındadır. Her yaşta görülebilmelerine rağmen en sık 50 yaşından sonra gözlenmektedir. Ortalama görülme yaşı 63’dür. Kadın-erkek arasında görüme sıklığı açısından anlamlı fark yoktur. Kanser kolon ve rektumun dışına çıktığında, kanser hücreleri genelde yakındaki lenf bezlerine sıçrayabilir. Kanser hücreleri bu lenf bezlerine ulaşabilirse diğer bezlere, karaciğer ve uzak organlara da ulaşabilir.

ABD verilerine göre bu ülkedeki insanların yaklaşık %5’i ömürlerinin bir senesinde kolon kanseri olacaklardır. Ülkemizdeki verilerin şimdilik olmasa da gelecekte yaklaşık böyle olacağını kabul edebiliriz. Kolon kanseri erken teşhis edildiğinde tamamen tedavi edilebilir bir hastalıktır.

Kimler kolon kanseri açısından risk altındadır?

Kolon kanserinin nedeni günümüzde tam olarak bilinmemektedir. Kolon kanserinin nedeni tek olmayıp çok etkenlidir. Yaşla birlikte insanlarda kolon kanseri sıklığı artmaktadır. Kolon kanseri olanların %90’ı 50 yaşından büyüktür. Ailede (yakın akrabalar) kolo/rektal kanser olması, inflamatuar bağırsak hastalığı (ör.: ülseratif kolit, Crohn hastalığı) hikayesi, kolonda poliplerin olması ve başka organlardaki kanserlerin varlığında kişilerde kolon kanseri gelişme riski artmaktadır.

Kolon kanseri önlenebilir mi?

Evet. Kolon kanserlerinin neredeyse tamamı poliplerden gelişmektedir. Polipler kolonun iç duvarından kaynaklanan iyi huylu büyümelerdir. Kolonoskopi ile bu poliplerin alınması kolon kanseri riskini azaltmaktadır. Kolonoskopi taraması düşük riskli insanlarda 50 yaşında başlar ancak yüksek riske sahip insanlarda daha genç yaşta başlamalıdır.

Diyetin ve beslenmenin kolon kanserinin önlenmesinde önemli bir göreve sahip olduğunu düşündüren çalışmalar giderek artmaktadır. Kanıtlara göre yüksek lifli ve düşük yağlı gıdalar kolorektal kanser gelişmesini engelleyebilir.

Kolon kanserinin belirtileri nelerdir?

Kolon kanserlerinin birçoğunda herhangi bir belirti görülmeyebilir. Kolon kanserinin en sık belirtileri bağırsak alışkanlıklarında değişikliktir. Bunlar arasında kabızlık, ishal, dışkıda kan bulunması veya makattan kanamadır. Bu şikayetlere başka hastalıklar da neden olabilmektedir. Örneğin hemoroidler (basur) benzer bulgulara neden olabilirler ancak kolon kanserine neden olmazlar. Bu şikayetlere sahip kişiler bir doktora görünerek en erken şekilde tedavi edilmelidirler.

Erken muayene ile ‘zor’ hastalıkların teşhis ve tedavisi gözden kaçırılmamış olur.

Karın ağrısı ve kilo kaybı genelde geç belirtiler olup çoğu durumda ilerlemiş bir hastalığa işaret etmektedirler.

Kolon kanseri nasıl araştırılır/incelenir/değerlendirilir?

Kanserin yaygınlığını (Evre) bilmek hem tedaviye karar vermede hem de tedavinin sonuçları üzerine önemlidir. ‘Evre’lendirme, kanserin komşu dokulara/organlara saldırıp saldırmamasına, lenf düğümlerine yayılıp yayılmamasına ve vücudun diğer yerlerine sıçrayıp sıçramamasına bağlı olarak yapılmaktadır. Tam evrelendirme çoğu durumda hasta ameliyat edilene kadar yapılamamaktadır. Kolon kanseri ameliyatından önce standart testler arasında kolonoskopi ile biyopsi (örnek) alınması, bilgisayarlı tomografi ve kan tahlilleri bulunmaktadır. Doktorunuz duruma göre ek testler isteyebilir.

Kolon kanseri nasıl tedavi edilir?

Kolon kanserinden kurtulmak için hemen her zaman ameliyat şarttır. Ameliyatta kolonun kanserli bölümü ile birlikte üst ve altta bir miktar sağlam kalın bağırsak bölümleri, bu bağırsağa ait lenf düğümleri/bezeleri ve kolonun asıcı bağı (mezokolon) çıkartılmaktadır. Ayrıca kolonun ilgili bölümünü besleyen damarlar da ‘yüksek’ şekilde bağlanarak kaynak aldıkları ana damarlardan kesilmektedirler. Torba (stoma) açılması (bağırsağın karın dışına bağlanması ile dışkının torbaya toplanması) çok az sayıda hastaya uygulanmakta olup duruma göre karar verilmektedir.

Ameliyat teknikleri/yöntemleri konusunda cerrahınız size bilgi verecektir. Kolon kanserinde minimal invazif yöntemler (kapalı/laparoskopik ameliyat) önerilmektedir. Hastalığınızın durumuna ve kendi durumunuza göre ameliyatın şekline (açık veya kapalı) cerrahınız ile birlikte karar vermelisiniz. Ameliyattan sonra hastalığınızın evresine göre ek olarak kemoterapi de uygulanabilir. Işın tedavisi (radyoterapi) de duruma göre uygulanabilir.

Tedaviden sonra sonuçlar üzerinde önemli olan faktörler nelerdir?

Kolon kanserinin sonucunu en çok belirleyen etken hastalığın tanı anındaki evresidir. Kolon duvarının sadece iç katmanını tutan kanserlerde başarı oranı en yüksektir. Bu yüzden erken tanı çok önemlidir. Tedaviden sonra kolon kanserinde takip de çok önemlidir. Kanserin tamamen alındığı ya da yok edildiği durumlarda bile bazen hastalık tekrarlamaktadır. Bunun sebebi tam olarak bilinememekle birlikte muhtemelen vücudun bir yerlerinde kalan tespit edilemeyen kanser hücreleri hastalığın tekrarlamasına neden olmaktadır. Doktorlarınız takiplerinizi yapacak ve hastalığın tekrar edip etmediğini belirli zamanlarda kan ve radyoloji testleri ile araştıracaktır.

*Buradaki metin genel bir bilgilendirme olup, hastalıklar  değişkenlik gösterebileceğinden kişisel değerlendirme için cerrahınızla görüşünüz.

*Amerikan Kolon ve Rektum Cerrahları Derneği’nin hasta bilgilendirme broşürlerinden tercüme edilmiştir.

Kalın bağırsak kanseri nedir?